9 Nisan 2012 Pazartesi

"çok uzun bir pause'ta gibiyim öyle bir pause ki artık video oynatıcı ısındı"

Aşk gurursuz sevmekmiş adlı yazıma hoşgeldiniz. Hayatımın binbeşyüzüncü yüzsüzlüğünü yaparak çocuğa ben seni seviyosam sen de beni sev niye ibnelik yapıyon mesajını atmış bulunmaktayım. özlemiş fekat götü yemiyormuş. Burdan götüne selamlarımı iletiyor ve daha ne kadar yüzsüzleşebileceğimi düşüyorum? sanırım bir ışık gördüm aha lan aha tam karşımda eneeee yolun sonuna geldik galiba :( Sadece sevmekle olmuyormuş bazı şeyler, zamana ihtiyacı varmış. Zaman makinesi olan varsa bi tur atıp gelebilir miyim?
Biliyorum ki bu zaman ifadesi artık bi rahat bırak be kadın anlamına geliyor benim için. Ama neden kabullenmek istemiyoruz ki? Ya da neden her şeyin söylenen dışında bir anlam ifade ettiğini düşünüyoruz. Belki de düz mantık zaman gerekiyordur. Yorulmuşuzdur. Yorulduk. Hele otur bi soluklan yiğenim dememiz gerekmez mi bazen? Hayır mı? Kesin siktir git demek istiyor değil mi? Tamam varsın öyle desin ne olacak ki? Herkesin kendi hayatına devam etmesi gerek, manyak gibi bu adam neden beni istemiyor ulan diye hayıflanmamak gerek. Şu yaşadıklarımdan sonra öğrendiğim bir tek şey varsa o da yalnızlığın önemidir. İnsan yalnızlıkta kendini buluyor ne isteyip istemediğine karar veriyor, yolunu çiziyor. Yani kimse kimsenin hayatını belirleyemez. Şimdi ben ağlasam zırlasam ne fayda edecek değil mi? öncekinde ağladım da ne oldu. Şu an pause dayım ve hayatımı izliyorum. Evet onun gelmesini ümit ediyorum ama artık biliyorum ki herkesin hayatı kendine, isteyen istediğini sever, isteyen gider ve geride kalan da üzüntüsünü yaşadıktan bir süre sonra hayatına devam eder. hayat böyle işler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder