27 Kasım 2011 Pazar


“asuman: beni artık sevmiyorsun, öyle mi?

mükremin: ya seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum.. hani eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin, yeşil gevrek bir tadı vardı. seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı.. yani bişey olduğu vakit, ilk bunu koşayım gideyim, asuman’a söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu.

asuman: şimdi n’oldu peki?

mükremin:bilmiyorum asuman, bilmiyorum.. kalbim bir kuyunun dibindeki suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban.yukarı tırmanmaya çalışıyor..ama ne yapsın? kuyunun duvarları düz..kuyunun duvarları ıslak..”

17 Kasım 2011 Perşembe


buraya bakıp ne salakmışım diyorum. bugün seni içimde affettim olumlama yapıyorum artık. sana ettiğim bedduaların geri geleceğinden fena halde tırstım çünkü. sen mutlusun ben değilim. ben de mutlu olmak istiyorum. o yüzden seni içimde affetmeye karar verdim. beynimden attım da kalbimden de bi siktirebilsen "hayatımın anlamı"

"20 yaşında da 30 yaşında da 40 yaşında da 50 yaşında da 60 yaşında da sevicem seni" gerçekten bak yine gülme krizim tuttu asvfgasgassafha



Alışmamı istemiyorsun. Artık çok geç. Ben her sabah günaydın dileklerine ve öpücüklerine alıştım. Sana alışmayı sevdim. Sorgulamadım hiç. Sorgulamayı hiç sevmedim. Güzel cümlelerini sevdim. Sevişini sevdim. Sen güzel seviyorsun Mert. Baş parmağımı tutuşunu sevdim. Saçımı okşayaşını sevdim. Yolda yürürken herkesten uzaklaşmamızı sevdim. Yanağıma kondurduğun minicik öpücükleri sevdim.Kavga etmeyi de sevdim. Barıştıktan sonra çok sevilesi oluyorsun. Çaktırmadan yaptığın kıskançlıklarını sevdim. Benden önce beni düşünmeni sevdim. Iğrenç espirilerini sevdim. ( onu bile ). Kadıköy’de yiyemedigimiz o yemeğe üzülüsünü sevdim. Müziklerini sevdim. Bana gönderdiklerini de. Bana çocuk gibi sırıtışını sevdim. Elimi tutarken severdin usulca, bunu sevdim. Saçmalıklarıma karşılık, kahkahalarını sevdim. Gözlerini sevdim, uzun kirpiklerini. Ayakkabılarını sevdim. Saçlarımdan usanmamanı sevdim. Sabahın 6 sına kadar uyumamayı sevdim. Sorduğum sorulara alakasız cevaplarını sevdim.Arkadaşlarını sevdim. “BOŞVER” deyişini sevdim. Kızgınlıklarını sevdim. Geğirince bile sevdim itoğlu it çok sevdim. Ben seni sevdim Mert. Ben seni seviyorum Mert. Ben seni özledim Mert. Hep özlüyorum Mert. Artık siktir git kalbimden be Mert. Ama "Bunları yapmasaydım mutlu olamazdık ki" deyişini hiç sevmedim Mert. Terkedince anlamı kaldı mı be Mert. he Mert?

12 Kasım 2011 Cumartesi

1 Kasım 2011 Salı

yazmak rahatlatıyor


yemek ye,test çöz,müzik dinle,uyu. yaptığım şey sadece bu, şu aralar, artık kendimi o kadar mahvolmuş hissetmiyorum en azından her gün ağlamıyorum. beni terk ettiği günü düşünüp duruyordum o gün yaşadıklarımı annemi ve beni terk edişini. iki ay oldu neredeyse. sadece bazen arada seni hatırlatan şeyler görünce kötü oluyorum, çok kötü. sahile inemiyorum mesela. ya da ayıcığı tıktığım yerden çıkartamıyorum. yaşadığımız her şeyi bi kutuya sığdırdım. atamıyorum. kolyemi atmasan keşke sen de. belki de eşyalara fazla anlam yüklüyorum. hep böyleydim zaten, o kolye mesela teyzemle yaşadıklarımız ,çocukluğum, dostluklarım, babam var o kolyede biraz da. sana şans için verdiğim. mesela beni zorla trene bindirmeyip öpücükle kandırdığın gün sakladığın jeton. sende mi hala? konsere çıkmadan önce sarıldığın seni hiç bırakmiycam diyip verdiğin pena bende. ders çalış diye gaza gelmen için aldığım magnet çöpte midir? sana yazdığım şiirler? belki de sevgilin ya da herhangi bir kız bulur kolyemi ve sen atarsın. hiç düşünmezsin atarken. benim hayallerimi yaşadıklarımı atarsın oraya. hayır kızmıyorum sana tabiki de böyle olucak bu. benim kızdığım benim kızdığım aslında kendimim. nasıl soğuttum kendimden seni, nasıl sevmediğini anladın aşıktın o kadar hani? hani bi umut? aşıktın değil mi?