25 Aralık 2011 Pazar

aşk kaç beden giyer bilmiyorum ama fena giydirdiği kesin


Facebookumu kapadım twitterımı kapadım telefonunu sildim hiç bir sosyal aktivitem yok. Sırf onu hiç bi yerde görmemek şu unutma sürecini hızlandırmak için yapmadığım şey kalmadı. Başkalarına aşık olduğuma kendimi inandırmaya çalıştım, mal mal hareketlerini düşünüp zaten olmuyodu yeaa demeye çalıştım, sigaraya başladım, kendimi derslere verdim olmadı kendimi dersten soyutladım olmadı olmuyor olmayacak. Nasıl bir illetse bu 4 aydır her gece ağlamama sebep olan nasıl bir sevgiyse bu, bitmiyor siktiğim. Her şey güzel olucak dedim yeni başlangıçlar yaptım, saçımı kestirdim, her şeyi ortadan kaldırdım yine oradan buradan verdiği küçük hediyeler çıktı. Hep geçtiğimiz yollarda ayaklarıma baka baka yürüdüm kafamı kaldırmadım, olmadı. Her seferinde bu böyle olmaz kosla daha ne kadar sürecek saçmalama dedim kendimi gaza getirdim, tekrar başa sardım. OLMADI. Başıma gelmeyen şey kalmadı desteğini aradım, bir sürü mutlu olduğum şey oldu gülümsemeni aradım, saflıklar sakarlıklar yaptım dalga geçmeni aradım, kek yaptım kekime övgüler yağdırmanı aradım ama en çok sana aşığım deyişini aradım. Bi insan nasıl bu kadar oscarlık oynar diye kafayı yedim. Her sabah kendime bugün yeni bir başlangıç dedim akşamına yine kafayı yedim. yapamadım. Daha ne yapmam gerek?
Artık derdim seni unutmak falan değil karar verdim. Hatta unutmak isteyen kim? Başkasına ihtiyacı olan da yok. İnsan hep yalnız değil mi zaten? Bundan sonra tek derdim kendim için uğraşmak., kendime acı vermekten vazgeçmek. Zaten sıradan olan şu hayatımda kendim için çabalamak. Hiç yapmadığım bi şeyi denemek bu sefer, asıl değeri kendime vermek.

13 Aralık 2011 Salı


Hayatımın en büyük salaklığını yaptığım gün beni 124562157 kere bi numara aramıştı ben de zannediyorum ki bu it arıyor, korkudan açamadım telefonu. Manyak mısın kızım sen, sapık mısın bırak la peşimi diyecek diye :( Ama en azından aramış diye de mutlu oluyorum saf saf..........
Sonra numaraya mesaj attım kimsiniz diye. kimmiş? TEYZEM. HAY AMK BEN SENİN. ALLAHIN TOKATI YOK İŞTE KOSLA. AL SANA ÖNEMSEMİŞ AL. SİKİNE TAKMAMIŞ SENİ. olum ben nasıl aşığım nasıl aşığım kapılara dayanacak kadar herif sikine takmıyor :( Zavallısın kızım kosla, mal mısın kızım kosla, gerzek kosla diye kendime hakaretler savurarak bir yandan da tabiiiiki ağlayarak kadere isyan ediyorum.
Ben bu saçma salak davranışları sergilerken beyimiz bir ortak arkadaşımızı arayıp "kosla bize gelmiş sanırım" demiş. SANIRIM. eve başka kimler geldiyse hangisi olduğunu kestiremiyor adama bak.. Neyse çocuk da kıvırmış, yok o değildir saçmalama falan diye, benimki de olum sanki başkası biliyor evi tarzı laflar etmiş. HEHEHEHEHEHEHEHEHEHEHEHEHEHE. BAŞKASI BİLMİYOMUŞ :) Ben bu gazla sanki berlin duvarını ben yıkmışım, sanki ülkeye cumhuriyet getirmişim, sanki oskara 124521521 daldan aday olup 4512571 daldan ödül kazanmışım havasıyla dolanırken birden kafama dank etti. Terkedildin sen be kızım. Çocuğun sapığı oldun yetmedi rezil oldun gururun yok ki senin, neye sevindin gülüm sen?
Yani neymiş? aşık oldum diye salak salak hareketler yapılmazmış. Çünkü terkedip giden taraf sikine takmıyor hiçbir hareketinizi. Savcılığa sapık diye şikayet etse haklı çocuk. Ki şikayet etse ilk davasını kazanmış olur, sayemde staj falan uğraşmasına gerek kalmaz hatta ve hatta diploma almadan direk afferin süper amına kodun kızın dört sene erken veriyoruz diplomanı derler, bi de yanına kâr kalır. Bu cümleyi nasıl kurdum inanın ki ben de bilmiyorum. Demem o ki şu aşk çok lanet bir şey, yukarı bakıp "subhanallah ibretlik bir paylaşım" diye haykırasım gelmiyor değil.

5 Aralık 2011 Pazartesi


Hayatım boyunca yaptığım en büyük salaklık sana güvenmekti bunu kabullenmiştim de ikinci salaklığımı 3 aralık tarihi itibariyle yaptım :( Minibüsüme binmiş güzel güzel Kadiköy'e giderken güldüğümüz, her şeyi konuştuğumuz, el ele yürüdüğümüz yerlerden geçerken bana yaptığı haksızlıklar aklıma geldi. Neden beni kandırdığı, hemen nasıl birini bulduğu, kendi kendime kurdum.. Sonra birden trafik onun evin orda durdu, bildiğin durdu, milim yürümüyor arabalar. O sokağa baktım, o sokakta neler yaşadığımızı gördüm. Dayanamadım. O an ne oldu bilmiyorum deli cesareti derler ya indim birden. O sokağa tekrar gitmek yürümek.. ama sensiz. Sizin eve doğru yürümek. ÇILDIRDIM. Hiç bi şey hatırlamıyorum sadece kendi kendime pes etmek yok gibi bi şeyler saçmaladım sen kapıya çıksan ne diyecektim onu bile bilmiyorum.
Artık sarışınlardan mı hoşlanıyorsun, mu diyecektim? Bana yaptığın haksızlığı görmedin mi? alakam olmayan bi çocukla ilgili kuruntular yapmadın mı? Öyle çok sevdim ki hiç bi şey görmedim.
Elim ayağım titriyo nasıl atıyo kalbim. zile bastım. yoktu. caddedeymiş. Ne beklemiştim ki? Neyime güvenip gelmiştim? Salaksın sen kosla bildiğin gerizekalısın çocuk da kollarını açmış seni bekliyordu zaten aman koslaaam canım koslaaam diye. Sana değer vermeyen seni silen bi insana aşıksın sen. Yürümeye başladım kalbim çıkıcak sanki, ağlamaktan ekvator çevresi kesilmiş gözlerim. Bi sigara yaktım içime ikinci çekişimden gerisini hatırlamıyorum. E be gerzek kosla elin ayağın titriyo orda bi de sokak ortasında bayıldın!! Allaaam sokakta bir allahın kulu yok. Ölsem gebersem orda kimsenin ruhu duymayacak :( açtım gözlerimi tabi sonra BÖBREKLERİM ALINMAMIŞ! Allahım bende nasıl bir mutluluk demin siktir edilen, ölecekmiş gibi salya sümük ağlayan ben değilim sanki. Ölmedim çünkü!! Sevinçliyim. O an anladım işte kendi değerimi. Onun için onca fedakarlığa katlandığım insan neler neler yaptığım insan beni hiç düşünmeden hayatından atabiliyorsa ben neden 4 aydır durmadan ağlıyorum? Annem babam var, yemeğim var, evim var manyak mıyım ben kaldırımlarda sürünüyorum? Kalk dedim kızım kosla, ağlaya ağlaya buldum minibüs yolunu. Yolda çocuğun biri acıyan gözlerle mendil uzattı. Ah dedim ah, allah belanı versin itoğlu it mert ne hallere düşürdün beni...